Pasar al contenido principal

page search

Biblioteca Climate change and impact of desertification or soil/ land degradation in Turkey, combating desertification

Climate change and impact of desertification or soil/ land degradation in Turkey, combating desertification

Climate change and impact of desertification or soil/ land degradation in Turkey, combating desertification

Resource information

Date of publication
Diciembre 2008
Resource Language
ISBN / Resource ID
AGRIS:TR2008000071
Pages
169-186

The total arable land of Turkey is about 28,054,000 ha. The main income of the country is agriculture and agriculture based industry. However, the prime soils cover only 17.5% of the total land surface and the productivity of the rest of the soils is limited by topographical, chemical (e.g. high calcium carbonate content, alkalinity and low organic matter), and physical (e.g. water logging, texture) attributes. The diverse topography along with deforestation and unsuitable tillage and irrigation management has been inducing the rate of erosion in the country for centuries. The majority of the countrys soils (76.5%) are prone to erosion risk due to the dominant steep slopes (6%), and 72% of the soils are more or less affected from water and wind erosion. Alongside these unsuitable conditions, the misuse of lands, i.e. soil sealing, soil exploitation, over use of fertilizers and irrigation, improper use of indigenous environmental friendly, agro-ecosystems, constantly degrade the soils of the country. Soils with high production capacity and with a wide range of agricultural uses, cover 7% (about 5 million ha) of the total land area (77.9 million ha) of Turkey. This proportion is equal to about 1/5 of the potential agricultural soils of the country. The highly to moderately productive soils (soils of Land Capability Class I, II, III) comprising an area of 19.1 million ha, with none Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi Cangir ve Boyraz, 2008 5(2) Journal of Tekirdag Agricultural Faculty 170 (LCC I) to one or more moderate to severe limitations (LCC II and III) for some uses, require some kind of conservation practices to assure stability and sustainability of production as the essential part of the management system. Permanent limitations as water logged conditions as well as salinity would demand expensive investments in land management particularly for LCC III soils. This is almost equal to 1/4 (25%) of the country's land. However, there are 7.4 million ha land which is marginally productive (LCC IV), where parts of this is currently used for cultivation, pastures, forests and settlement areas, which cover about 4.9 million ha. About 573 000 ha of land is occupied by various industries and urban settlements, most of which is of Prime Quality (LCC I) and larger than the cultivated soils of many townships. Land with increased erosion due to misuse -unplanned- is about 6.2 million ha and the total non-arable (unsuitable for cultivation) (LCC V, VI, VII) land is 6.3 million ha Land/soil degradation and natural resources degradation should be included in the concept of desertification. In this framework, there are three major causes for the occurrence of desertification, these are namely the natural, technical, and socio- economic, administrative and legal causes. Erosion is the major impact of desertification, which is caused by the mismanagement of the land. It is a land degradation phenomenon accelerated by unplanned land management- the human impact- rather than natural causes. Deforestation, an on-going process for centuries in Anatolia, is the major driving force of land degradation reached by the unplanned and illegal cutting of forests to provide materials or fuel for heating, along with improper settling policies and overgrazing.

Ülkemizi ve Dünya kara parçasını, geldiğimiz gün hesabıyla çölleme (toprak/ arazi bozulumu) ve iklim değiikliğiyle tüketme konusunda bir karmaayla birlikte düğümledik. Günümüzde Dünya arazi varlığının yaklaık %28i kuraklıktan etkilenmektedir. nsan aktivitelerinin öncelikli neden olduğu arazi bozulumu (çölleme)nun yayılım alanı yaklaık 2 milyar haa ulamıtır. Buna karın tüm karasal ekosistemde bölgelerinin en mahsuldar toprakları toplam alan olarak yaklaık 350,790x106 hadır. Ülkemizde arazi bozulumunun boyutları kara ekosistemimizde yaklaık %90lar düzeyindedir. Buna karın ekolojik bölgelerinin en verimli toprakları yaklaık 5,08 x106 hadır ve toplam kara parçamızın %6,5idir. Dünyada orman ve ağaç sektörünün yaklaık %18i; otlakçılık sektörünün yaklaık %21i ve tarım sektörünün de yaklaık %38i çöllemeye neden olan etmenlerin baskısı altında arazi bozulumuna uğramıtır. klim değiikliği sorunlarına çözüm arayan önemli bir faktör: Arazi kullanımı, arazi kullanımındaki değiiklikler ve ormansızlamadır. Günümüzdeki çevre sorunlarının en baında demografik yapının oluturduğu baskılar ve popülist yaklaım gösteren kesimlerin, spekülatörlerin, rantçıların vb. gibi tarafların oluturduğu arazi baskıları sonucunda gündeme gelen, yanlı ve amaç dıı arazi kullanımlarının baskısıdır. Çölleme ile mücadele teknikleri aynı zamanda iklim değiikliğine karı da iyiletirici özelliklidir. Ülkemiz, 21 Ekim 2003 tarih ve 25266 sayılı resmi gazetede Bakanlar Kurulu kararı ile yayınlanan Birlemi Milletler klim Değiikliği Çerçeve Sözlemesi ne 189. üye ülke olarak taraf oldu. 9 Mart 2005 tarih ve 25750 sayılı resmi gazetede Çevre ve Orman Bakanlığının genelgesi ile Çölleme le Mücadele Türkiye Ulusal Eylem Programı nı açıklayarak 191. Ülke olarak Birlemi Milletler Çevre Programına da bu konuda taraf oldu. Çölleme ile Mücadele Türkiye Ulusal Eylem Programında yer alan ilkeler ve amaçlar doğrultusunda öngörülen düzenlemeleri, plan ve uygulama programlarını; öngörülen sürelere bağlı kalarak kamu kurum ve kuruluları, üniversiteler ve sivil toplum kurulularının hayata geçirmesi ve uygulaması mutlaka gerekmektedir. Bunun içinde karasal ekosistemimizi, uygulanması gereken amenajman yöntemleri doğrultusunda, doğal nitelik ve yetenekleriyle kullanmak için toprak serileri düzeyinde yapılacak 1/25.000 veya daha büyük ölçekli Ayrıntılı toprak haritalarının temel veri tabanı esaslı çalımalar ile oluturulacak Bütünleik Sürdürülebilir Havza Planları ile yönetmemiz önkouldur.

Share on RLBI navigator
NO

Authors and Publishers

Author(s), editor(s), contributor(s)

Cangir, C., Namık Kemal Univ., Faculty of Agriculture, Tekirdağ (Turkey). Div. of Soil Science
Boyraz, D., Namık Kemal Univ., Faculty of Agriculture, Tekirdağ (Turkey). Div. of Soil Science

Data Provider
Geographical focus